Aşağıdaki içerik, Hakan Tarhan tarafından oluşturulmuştur. İzinsiz kullanılan içerikle ilgili, fikir ve sanat eserlerinin korunması kanunu kapsamında hukuki işlem başlatılır.
Burada en temel ayrım çakılar (folding knives) ve bıçaklar (fixed blade knives) şeklindedir. Dilimizde, katlanan küçük bıçaklar için ”çakı” spesifik ismini kullanıyoruz. Bıçak kelimesinin geniş bir kullanım alanı bulunmasına karşın, katlanmayan-sabit bıçakları ifade etmek için ayrıca bir sıfat veya isim kullanmıyor, bıçak diyoruz.
Bıçaklar kendi aralarında kuyruk yapılarına göre ayrılırlar.
Bıçakta, namlunun sap içinde kalan ve keskin olmayan devam kısmına, pırazvana (tang) adı verilmektedir. Türkçe günlük kullanımda ”kuyruk” denilmesi popülerdir.
Aslında bıçakları ”tam kuyruklu” ya da ”yekpare” (full tang) bıçaklar ve ”diğerleri” olarak ikiye ayırmak mümkündür. Söz konusu ”diğerleri”ni kapsayacak bir başlık için, ”kısmi kuyruklu” (partial tang) bıçaklar ifadesi kullanılabilir.
Kuyruğun hangi başlığa ait olduğunu belirlemede, hangi genişlikte ve hangi kalınlıkta nereye kadar devam ettiğine bakılmalıdır.
Tam kuyruk (full tang), geniş anlamda sapın bitimine kadar devam eden kuyruğa denir. Daha özel olarak ise bu tanıma, ”genişlikten taviz vermeden” ibaresi eklenmelidir. Klasik anlamda bu tarz bir bıçakta kuyruk, sap eninde ve sırt kalınlığındadır; dibe kadar devam ederken hem önden hem arkadan diğer sap malzemesinin arasında görünür. Tam kuyruklu bıçak oldukça sağlam ve güvenilirdir. Ağırlıktan başka dezavantajı yoktur denebilir.
Bir tam kuyruk bıçak, başka sap malzemesi kullanılmamışsa, iskelet hâlinde (skeletonized) adını alır. İskelet hâlindeki bıçakların sap kısmına delikler açılması yaygındır. Böylelikle hem sap hafiflemekte hem de başka aparatlara entegresi kolaylaşmaktadır. Bu deliklerin yekpare yapı ile oluşan sağlamlığı baltalamamasına dikkat edilmelidir.
Geniş anlamıyla; kuyruğun, sap malzemesinin içinde kaldığı ve dolayısıyla (özellikle yanlardan ve bazen de dipten) görünmediği, kuyruğun dibe kadar uzanmadığı türler dâhil, tüm saplar gizli kuyruk (hidden tang) kategorisine girer. Genel olarak bu tür kuyruklar sap dibine kadar uzansalar bile ince veya incelen yapılar, diğer deyişle, kuyruğun eninden ciddi tavizler söz konusudur. Bu tür kuyruklara tam kuyruk denilemez.
Özel anlamda ise, gizli kuyruk (hidden tang) ifadesi, sap dibine kadar devam eden kuyruklar için kullanılır. Önden ve arkadan değil ama bazen sap dibinden görülebilirler. Kuyruğun eni, tam kuyruk bir bıçakta olduğu gibi yaklaşık olarak namlu genişliğinde değil, biraz daha azdır. Fakat yine de sağlam bir destek için yeterli en ve kalınlık bulunmaktadır. Bu tür gizli kuyruklu bıçaklara da tam kuyruklu bıçak denilebilmektedir.
Enden hemen hemen tavizin olmadığı, dibe kadar uzanan ama dipten de görülemeyen gizli kuyruk yapılarını anlatmak için, kapsüllenmiş (encapsulated) ifadesi kullanılmaktadır.
Gizli kuyrukların öncelikli amacı yalıtım sağlamaktır.
Tam kuyruk, sap malzemesinden daha uzun ise, diğer deyişle, en dipte iskelet hâlinde çıkıntı oluşturuyorsa buna uzatılmış kuyruk (extended tang) adı verilir. Bu kısım tokmak olarak kullanmaya, vurup parçalamaya yarar. Genellikle kordon deliği de bu kısmın üzerinde bulunur.
*Tam kuyruk (full tang), yani yekpare bıçakların en üst düzey ifadesi belki de ”bütün” (integral) bıçaklardır. Bu bıçakların tüm bölümleri yekpare olabilir. İskelet hâlindeki bıçaklardan farkı, sap kısmının kalın ve biçimlenmiş yapılara sahip olmasıdır.
Fakat bu tür bıçaklarda istisnalar (tamamen çelik bıçaklar) dışında, kendisine ayrılan yere sabitlenen, sap malzemesi de kullanılır. Balçak ve dip balçak veya topuz gibi kalın kısımları, namlu ve kuyrukla bütünleşik (yekpare) olan bu bıçaklar da ”integral” ismini (Böker, kalın balçak kısmının namlu ile bütünleşik olduğu yekpare bıçaklara ”bütün” anlamına gelen ”integral”; balçakla beraber dip balçak veya topuz gibi kalın kısımların da namlu ile bütünleşik olduğu bıçaklara ise ”tam bütün” anlamına gelen ”vollintegral” demektedir.) taşıyabilmektedir.
Tam kuyruk (full tang) olmayan bıçaklar kısmi kuyruk (partial tang) başlığı altına yerleştirilebilir. Esasen kısmi kuyruklar, dibe kadar uzanmayan çeşitli yapıdaki kuyrukları ifade etmektedir. Geniş anlamda ise, boyu sap dibine uzansa bile eni ve kalınlığı yetersiz olan kuyruklar bu başlık altına girebilmektedir. Hafiflik sağlayabilirler ama sağlamlığı ve dolayısıyla güvenirliği tartışmalı bıçaklardır. Genellikle ekonomik nedenlerle tercih edilirler. Bıçak sapında malzeme taşıyacak yer oluşturma amacıyla da karşılaşılmaktadır. Çoğunlukla ”gizli kuyruk” bıçaklardır.
*Yarım kuyruk (half tang) bıçaklar, genişliği ve kalınlığı tam kuyruk boyutunda olsa dahi, boyu sap dibine kadar uzanmayan, sap yarısında biten bıçakların tanımlamasında kullanılır.
* Kalın başlayıp incelen konik kuyruklar (tapered-narrowing tang) genelde bıçağın yarıdan fazlasına uzanır. Dibe kadar uzandığı durumlarda bu kuyruklara tam konik kuyruk denmesi yerinde olacaktır.
* Bıçak kuyruğunun namluya oranı, fare gövdesinin kuyruğuna oranına benzetilerek fare kuyruk (rat tailed) ismini almış bir kuyruktur. Oldukça ince ‘‘çubuk kuyruklar”ın ifadesidir. Sap dibine kadar uzanmasına rağmen kısmi kuyruklar kategorisinde değerlendirilir. Topuz kısmına vidalanan türleri popülerdir. Ağır kullanıma uygun değildir ve genelde dekoratif bıçak ve kılıçlarda tercih edilir.
*Çubuk kuyruk (stick tang), sap dibine kadar uzanmıyorsa kesinlikle kısmi kuyruklar içindedir. Sap dibine kadar uzananları, en olarak fare kuyruk kadar dar ise ya da sınırı muğlak olan yeterli bir en sağlamıyorsa yine kısmi kuyruklar içinde değerlendirilir. Çubuk kuyruk, bu sınırı muğlak olan ene ulaşamayan ve tam kuyruk vasfı kazanamayan kuyruklar için kullanılan bir ifadedir.
Dibe kadar uzanan kuyruğun eni arttıkça, kısmi kuyruklar ya da tam kuyruklar içinde mi değerlendirileceği grileşir. Tartışmalı olan yeterli! bir en sağlandığında, yukarıda söz edilen, özel-dar anlamlı gizli kuyruk statüsü kazanılacaktır.
*İtme kuyruklar (push tangs) daha çok imalat sürecini ifade eden bir tanımdır. Dibe varmayan, kısmi, genelde çubuk şeklindeki kuyruğun diğer sap malzemesi içine itilerek entegrasyonunu ifade eder. Genelde, ısıtılarak yumuşatılan sap içine itilerek sabitlenen kısa kuyrukları belirtmek için kullanılır. Daha modern versiyonları enjeksiyon kalıplarının kullanıldığı enjeksiyon dökümlerdir (injection molded). Şekillenmeye uygun sıcaklıktaki malzeme, kısmi kuyruğu saracak şekilde kalıplanır ve katılaşır. Kuyruğun hafif kavisli, çentikli vb. olması, daha sağlam bir tutunma getirecektir. Plastik enjeksiyon makineleri, düşük maliyet ve hızlı üretim sağlamaktadırlar.
Bıçak kuyrukları bahsini kapatırken Sağlam bir sap ve dolayısıyla bıçak elde etmek için vurgulanması gereken konular şunlardır:
Kuyruk üzerinde açılacak delikler ve yapılacak oyukların getireceği zafiyet iyi hesaplanmalıdır. Aksi takdirde tam kuyruk bıçakların ''sözde tam kuyruk'' hâline gelmesi ile karşılaşılabilir.
Sap kısmındaki tüm malzemelerin nitelikleri ve birbirleri ile nasıl bağlantı sağladıkları dramatik farklılıklar doğuracak kadar önemlidir. Kuyruğun; genişliği, kalınlığı ve boyuna ek olarak, hangi nitelikte malzeme ile nasıl desteklendiğine dikkat edilmelidir.
Örneğin, çelikten topuz veya dip balçak kullanılan ve bu kısımda kendisi için oluşturulmuş yuvaya ulaşarak iyi sabitlenen bir çubuk kuyruk, diğer emsallerine göre daha sağlamdır.
Çakılarda gövde yapılarının karşılığı kilit sistemleri olarak düşünülebilir.
Çakılar kapalı hâlde iken namluları sap kısmının içine gizlenmektedir. Dolayısıyla, çakıların, bıçaklar kadar uzun olamayan küçük kuyrukları bulunmaktadır. Bu kuyruklar, çakı açıldığında, çoğu zaman ancak balçak içinde kalır. Balçağın kuyruğa verdiği destek sayesinde namlu, ileri geri (yanakları doğrultusunda) hareket etmez. Fakat bunun haricinde, açılıp kapanma hareketine sahip namlunun, açıldıktan sonra durması gereken yere sabitlenmesi için değişik yöntemler kullanılır.
Bu yazıda, yandan açılan çakılarda [yandan açılan çakıların haricinde, OTF (Out Of Front) denilen, çoğu otomatik olan çakılar ve bazı özel farklı tasarımlara sahip çakılar da bulunmaktadır] yaygın olarak kullanılan sabitleme sistemleri hakkında bilgi verilmektedir. Bu temel yapılar üzerine geliştirilmiş çok sayıda patent bulunmaktadır.
Belirtmek gerekir ki kilitleme sistemleri ile çakının otomatik bir çakı olması farklı konulardır. Bazı kilit mekanizmalarının otomatik düzenek ile sıklıkla birlikte kullanılması bu gerçeği değiştirmez.
Yeri gelmişken bir konuya daha kısaca değinmek yerinde olacaktır. Günümüzde açış yardımlı bıçaklar (assisted opening knives) zaman zaman otomatik veya sustalı (automatic-switchblade) olarak tabir edilen bıçaklarla karıştırılır olmuştur.
Genellikle her iki çakının da kapanmasını engelleyici değişik kilit sistemleri bulunabilmektedir. Sustalı ya da otomatik denilen çakıları, açış yardımlı bıçaklardan ayırmak için şu sorular sorulabilir:
-Namlu, bir kilit olmadan kapalı kalabiliyor mu?
Kapalı kalabiliyorsa açış yardımlı bir çakıdır. Otomatik çakılar namlunun açılmasını engelleyici bir sistem olmadan kapalı kalamaz.
-Namluyu açmak için mutlaka açılır kısım üzerindeki bir bölgeye dokunarak küçük de olsa itiş gücü sarf etmek gerekiyor mu?
Gerekiyorsa açış yardımlı bir çakıdır. Sadece sap üzerindeki bir düğmeye basıldığında kendiliğinden açılıyorsa otomatik çakıdır.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra, yandan açılan çakılarda yaygın olarak kullanılan kilit sistemlerinin anlatımına geçebiliriz.
Yaysız kilitsiz çakılar ve yaylı kilitsiz çakılar (friction folders and slipjoint): Yaysız kilitsiz çakılar, sürtünmeli çakılardır (friction folders). Namlu, pivot bağlantı elemanı vasıtasıyla, sap malzemesinin arasına sıkıca takılmıştır. Bu sıkışıklık, namlunun yer çekimi gibi etkenlerle istenmeden açılmamasını sağlamaktadır. Yaylı kilitsiz çakılar ise kayar eklemli (slipjoint) çakılardır. Sap malzemesinin sırtına takılan yay, namlunun küçük kuyruğuna sürekli baskıda bulunmaktadır.
Her ikisinde de açıldıktan, düz hâle geldikten sonra daha da geri gitmelerini engelleyen bir dayanak bulunmaktadır. Bu dayanak, yaylı kilitsiz çakılarda yay mekanizmasının bir parçasıdır. Kapanmamaları için kilit sistemleri olmasa da yaylı kilitsiz çakılarda; kuvvetli yay kullanılarak ve çakının küçük kuyruğu ile ona temas eden parçanın geometrisi ile oynanarak, kapanmaya daha dirençli bir yapı elde edilebilir.
Yaysız kilitsiz çakıların sürtünmesi azaltılmış modern örneklerine de rastlanmaktadır. Bunlar, kilitli çakıların yasaklandığı ülkeler de dikkate alınmasıyla da teknolojideki gelişmelerin yansıtıldığı modern örneklerdir. Namlunun açık ya da kapalı pozisyonda durağanlaşması, top kıskaç olarak çevirebileceğimiz, ''ball detent''e yer verilerek sağlanabilmektedir. İleride, ‘‘yandan kilitli (linerlock) ve çerçeve kilitli (framelock) çakılar’’ anlatılırken top kıskaca daha geniş değinilmektedir.
Arkadan kilitli (lockback-backlock) ve ortadan kilitli (midlock) çakılar ve benzerleri: Sırttan kilitli (spine lock) ya da yay kilitli (spring lock) çakılar olarak da adlandırılırlar. Yaylı kilitsiz çakıların dayanak sistemine kilit özelliği kazandırılmasıyla ortaya çıkarılmışlardır. Yaylı kilitsiz çakılarda namlunun geriye gitmesini engelleyen yay mekanizmasının parçası (sırt parçası), çakının küçük kuyruğu içindeki yuvaya (lock notch) girerek sabitlenecek şekilde geliştirilmiştir. Böylelikle, namlunun ileriye gitmesi de engellenmiştir.
Kilit düzeneği tahterevalliye benzetilebilir. Alt kısmına basınç uygulandığında kilit görevi gören kısım yükselerek kuyruktaki yuvasından çıkar. Tasarımda bunun kazara gerçekleşmemesi için özen gösterilmelidir. Sağ veya sol el ayrımı söz konusu olmayan, son derece sağlam ve uzun ömürlü bir kilit sistemidir. Uzun süre veya ağır kullanımlarda dil ile yuvanın birbirini aşındırmasına bağlı olarak aksaklıklar ortaya çıkabilir.
Bu kilit sisteminde kilit dili görevindeki arka parça ve gergiye dayanak sağlayan dip parça, namlu kalınlığındadır. Böylelikle, saptaki namlu yuvasının genişliğini de belirlemiş olurlar. Ne var ki, oldukça sağlam ve güvenilir olan bu sistemin parçaları yuva içinde yer kaplamakta, tasarımı sınırlamakta ve ağırlık oluşturmaktadır. Bu kilidin diğer bir dezavantajı, çakıyı tek elle kapatmanın zorluğudur.
Ortadan kilitli çakılarda kilit görevindeki arka parça kısaltılmıştır, kilit açma noktası çakının ortasına çekilmiştir. Bu sayede hafiflik elde edilmiş, kısalan parçanın baskıya direnci artırılmış ve kazara kapanmaların önlenmesi amaçlanmıştır. Fakat bu, kilit sisteminin gövdeye verdiği desteğin azalması anlamına da gelmektedir.
Kilit mekanizmasına sahip ilk çakılar olarak görülen ‘‘Bandolero’’ çakılarında İspanyol ‘‘palanquilla kilit sistemi’’ görev yapmaktadır. Bu mekanizma arkadan kilit (lockback) sistemine benzerdir. Yayın hareketi, balçağın arkasındaki bir manivela ile kontrol edilmektedir. Basma hareketi yerini çekme hareketi almıştır. Minik kuyruktaki çentikle kenetlenme sağlayan yapı da delikli bir formdadır.
Spyderco patentli Compression Lock®, arkada yer alan bir yandan kilit olarak düşünülebilir; fakat çok daha sağlamdır. Yaprak şeklindeki kilidin dili, stop pin ya da anvil pin adı verilen durdurma pimi ile kuyruktaki rampa arasına girer ve sıkışır. Dolayısıyla, arkadaki sabit ve sağlam stop pin tarafından desteklenen kilit dili, sağlam bir mekanizma oluşturur. Parmaklarınızın namlu yoluna çıkmasına gerek kalmadan kullanabildiğiniz bir kilit sistemi olmasıyla da güvenlidir.
Andrew Demko tarafından geliştirilen Tri-Ad®lock sisteminde de stop pin ya da anvil pin adı verilen durdurma pimine de görev verilmiştir. Kuyruktaki yuva içine hem durdurma pimi hem de arkadan kilit mekanizmasının dili, hepsi birbiriyle temas edecek biçimde, girmektedir. Kuyruktaki yuvasını durdurma piminin arkasından yakalayan kilit dili sayesinde, daha sağlam bir mekanizma oluşmaktadır. Yine Demko tarafından tasarlanan ‘‘Scorpion Lock’’ bir yay sayesinde kaldıraç hareketi yapan ve bir kısmı ara parça mahiyetinde olan arka parçaya sahiptir. Söz konusu parçaya boyunduruk (yoke) da denilmektedir. Akrebin kuyruğuna benzetilerek kilit sistemi isimlendirilen parça üzerindeki pim, kuyruğun çentiğine ve kuyruktaki pim, ara parçadaki çentiğe girmektedir. Kilidin açılma hareketi yukarı yönlü olduğundan, sapın kavranması da kilit güvenliğini desteklemektedir.
Arkadan kilit sistemi içinde sayılabilecek, karma özellik gösteren ve birbirine benzer (sürgü mekanizmalı) kilit sistemleri de mevcuttur. Örneğin, ‘‘İnterlock’’; eksen kilit ve arkadan kilidin bir arada düşünülmesiyle ortaya koyulan sürgülü ve patentli bir kilit mekanizmasıdır. Yine Andrew Demko patentli ‘‘Shark-Lock™’’ da eksen kilit ve arkadan kilidin bir harmanıdır. Bu kilit de İleri geri sürgü hareketine sahiptir. Çıkıntısı (Bu mandal, aynı zamanda başparmak yokuşu olarak görev alabilmektedir.) sayesinde kolay kullanılan ve köpekbalığı sırt yüzgecinden ilhamla adı verilen kilitte ‘‘omega’’ yerine sarmal bir yay kullanılmıştır. Cold Steel’in ‘‘Atlas® Lock’’u da ‘‘Shark-Lock™’’ ile benzer yapıdadır ama çıkıntı yerine girinti barındırmaktadır ve durdurma piminden (stop pin) de faydalanan bir yapı ortaya koymaktadır. Bu tarz kilitlerin en sonuncusu olarak geri çekmeli-tepmeli kilit diye tercüme edebileceğimiz ‘‘Recoil Lock’’u sayabiliriz. Kilidi, Malezya’dan genç bir bıçak meraklısı ortaya koymuştur. Kendisine "Snecx Tan" diyen bu kişi, ‘‘Super Lock’’ adıyla anılan bir kilit sistemi geliştirmiştir. Bu, sürgü hareketli ve durdurma pimini de kullanan başarılı bir kilit sistemidir. Snecx Tan, oldukça basit ve güvenilir kilit sisteminin çizimini de açık kaynak olarak yayınlamıştır. Bu kilitleme sisteminin tamamı üç cıvata ve hareketli bir metal plakadan oluşur. Arka ara parçanın yapısı ve bağlantı elemanları sayesinde ne omega ne de sarmal yaya gereksinim bırakan bu kilit, durdurma pimini de kullanan güçlü bir kilittir. Söz konusu çizimi değerlendiren ilk kullanıcılar, Tuyaknife ve Sandrin Knives olmuştur ve onu ‘‘W-Lock’’ ismiyle kullanan Maserin firması, kilidin dünya çapında tanınmasını sağlamıştır.
Yandan kilitli (linerlock) ve çerçeve kilitli (framelock) çakılar: Yandan kilitli çakılara astar kilitli, çerçeve kilitli çakılara da gövde kilitli denilebilmektedir. Temel anlamda, Chris Reeve’in ‘‘İntegral Kilit’’ adıyla isim hakkına sahip olduğu çerçeve kilit de bir yandan kilittir. Çakı açıldığı zaman, sap kenarlarından birinin kısmen (çerçeve kilitlide) veya birinin içindeki parçanın (yandan kilitlide) kıvrılarak (yandan yuva içini doldurup kuyruğu destekleyerek), namlunun yuvaya dönmesini engellemesi esasına dayanır.
Pahalıya mal olmamasıyla kolay üretilebilen, kolay kullanılan, namlusu kolay açılan ve hafiflik sağlayan yaygın kilit sistemleridir. Namlunun istenmeyen salınımlarda bulunmasını engellemek üzere kimi eklemeler (ball detent ve stop pin) yapılmıştır. ‘‘Ball detent’’, top kıskaç ya da bilye mandal olarak çevrilebilir. Genellikle kilit mekanizması üzerine yerleştirilen ufak bir bilye ya da yuvarlak bir çıkıntı, çakı kapalı pozisyona getirildiğinde, çanak şeklindeki, namludaki yuvasına girer ve namluyu kilitlemeksizin sabitler. Açılmaya karşı hafif bir direnç elde edilmiş olur. Durdurma pimi olarak çevirebileceğimiz ‘‘stop pin’’ ise, namlunun açıldıktan sonra daha geri gitmesini engelleyen unsurdur. Klasik olarak sapın sırt kısmına ve kuyruğun dayanacağı şekilde yerleştirilse de kuyruk içine yuvarlak oluklar açılarak gizlenebilir ve hatta pivot pimin kendisi, durdurma pimi olarak kullanılabilir.
Yandan kilitler, açılı destek ve temas yüzeyi kalınlığı gibi nedenlerle sağlamlıkta lider değildir. Dolayısıyla, ağır kullanımlardan kaçınmak gerekir. Namlunun kapanması için kilit açılırken parmağın kapanış yolunda bulunması da dezavantaj kabul edilir.
Çerçeve kilitler, normal yandan kilitlerden daha sağlamdır. Ayrıca, kavrama kuvveti, kilidin açılmamasına katkı sağlayabilmektedir. Bununla birlikte, kuyruğun altına girerek namlunun geri gelmesini engelleyen kanadın kıvrılması için yapılan oyuklar ve onların derinliği, sağlamlığı dramatik biçimde etkileyebilir.
Teoride daha az parçadan meydana gelen çerçeve kilitler, bu özelliklerini üzerine eklenen çeşitli donanımlarla kaybedebilmektedir.
Çember ya da halka kilitli (ring lock) çakılar: Tasma kilit (collar lock) çakılar da denilmektedir. Patentlere göre farklı isimlerle de (örneğin virolock) anılabilirler. Detay farklılıklar görülse de temel işlev aynıdır. Çakı sapının üst kısmında (çoğunlukla balçak üzerinde), kilit görevinde kullanılan dairesel bir parça yer alır. Üzerinde namlunun geçebileceği boşluğa sahip bu döndürülebilen parça sayesinde, namluya yuva yolu açılması veya bu yolun kapatılması kontrol edilir.
Basit yapısı ile maliyeti düşüren bu kilit, kapalı namlunun açılmamasına yönelik olarak da işlev görebilmektedir.
Olumsuz yönü, kilitlenmesi için kullanıcı müdahalesi gerekmesidir. Zamanla döner sisteminde sıkışma ve gevşemeler ile karşılaşılabilir.
Manivela kilitli (lever lock) çakılar: Özellikle eski tip otomatik İtalyan çakılarında yaygın olarak kullanılmış bir kilit mekanizmasıdır. Mekanizmanın ana unsurları: Sap üzerinden kuyruktaki yuvasına oturan hareketli bir pim ve pimi yukarıya kaldıran maniveladır. Pim, kapalı namlunun açılmamasına yönelik olarak da işlev görmektedir. Dolayısıyla, bıçağın açılmasında da kapanmasında da manivela kullanılmaktadır.
Düğme kilitli (button lock) çakılar: Ba(s)tırmalı (plunge) kilitler olarak da adlandırılırlar. Genelde otomatik çakılarda, sarmal yay ile kullanılan bir sabitleme mekanizmasıdır. Sarmal yaysız şekliyle, otomatik olmayan çakılarda da kullanılabilmektedir.
Temel unsuru, basıldığında içeriye batan ve bırakıldığında sahip olduğu yay sayesinde eski konumuna dönen düğmeli bir pimdir. Yaylı kısmın yukarısındaki çentik veya oluk, namlunun kurtulmasına izin verir. Dolayısıyla, düğme aşağı indiğinde namlu hareket kazanır-kazanabilir.
Kullanılan pimin malzemesine ve boyutuna bağlı olmak kaydıyla güçlü kilit sistemleri arasındadır. Kolay kullanılır. Kapanması için parmaklarınızın namlu yolunda olması gerekmez. Buna karşın, emniyet sistemi eklenmemişse, kazara üzerine basılma riski taşır. Düğmenin yapışma-takılma ihtimali diğer bir risktir. Üretimi ve montajı dikkat gerektirir. Son dezavantajı olarak söylemek gerekir ki, öyle olmasa bile çakınız, otomatik çakılarla karıştırılabilir.
Çapraz çubuk (Crossbar) ya da Eksen kilitli (Axislock) çakılar: Axislock, patenti ‘’Benchmade’’ firmasında olan bir kilit sistemidir. 1998 yılında ortaya çıktıktan sonra pek çok firma tarafından değişik isimlerle benzerleri (yatay hareketi esas alan) üretilmiştir. Her birine ayrı isimler veriliyor olsa da ‘‘Çapraz çubuk kilit’’ ‘‘Crossbar lock’’ genel ismiyle anılabilmektedirler.
Temel prensibi, düğme kilitteki gibi yukarı-aşağı değil de ileri-geri harekete sahip (eksen kilitte bunun için iki omega ‘’Ω’’ yay ve çelik bir çubuk kullanılır) bir ''dil''e kilitleme görevi verilmesidir.
Kullanılan malzemelere bağlı olarak, güçlü bir kilit sistemi olmasıyla dikkat çeker. Dil olarak kullanılan ve sapı diklemesine kateden çubuk, sağlam bir kilitlemeye imkân tanır. Kapanması için parmaklarınızın namlu yolunda olması gerekmez. Tek elle namluyu açıp kapatabilirsiniz.
Bu kilidin ve benzerlerinin en zayıf yönü ise kullanılan yaylardır. Kırılma, zamanla dengesizleşme, kir tutma gibi problemler dile getirilmektedir. Ne var ki tecrübe sahibi firmalar, geliştirilmiş ve sağlam mekanizmalar üretmektedir.